Genel
Havalandırma cihazlarında Ecodesign direktifi
Dünya genelinde fosil yakıt kullanımının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yönelme ile birlikte, Avrupa Birliği enerji politikaları da yeniden oluşturuldu. Bunun neticesinde, Kyoto Protokolü’ne imza atılarak CO2 emisyonlarının 2020 yılına kadar en az %20 azaltılması taahhüt edildi.
Bu hedef doğrultusunda da 2005 yılında EuP (Enerji Kullanan Ürünler) direktifi Avrupa Konseyi tarafından kabul edildi. Direktifin adı 2009’da ErP Direktifi (Çevreye Duyarlı Tasarım Direktifi) olarak değiştirildi. İşte bu direktif, genel olarak “Ecodesign” direktifi olarak da anılmaktadır. Özel olarak belirtildiğinde, bu durum 2009/125/AT sayılı direktifi ilgilendirir. Geleneksel akkor ampullerin aşamalı olarak azaltılması veya buzdolaplarına, çamaşır makinelerine enerji verimliliği etiketleri yerleştirilmesi, vb. gibi durumlar, Ecodesign direktifinin günlük hayatta karşımıza çıkan, yansımalarıdır.
Direktiften kimler etkileniyor?
Direktif, AB üyesi ülkelerin tamamında zorunludur. Bunun anlamı, Ecodesign direktifine uymayan herhangi bir ürününün AB içerisine satılamayacağıdır. Ancak AB dışına ihraç edilecek bir ürünün AB içerisinde üretilmesi konusunda bir engel yoktur. Öte yandan, AB ile ticaret yapan ülkeler bu direktiften direkt olarak etkilenmektedir.
Ecodesign Gerekliklerine Genel Bakış
Karışıklık genellikle iki bağımsız regülasyona aynı anda uyma gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Aşağıdaki tabloda regülasyonların yürürlüğe girme sırasına göre basit bir özet bulunabilir:
Fanlar için 327/2011 Sayılı AB Regülasyonu
ErP Direktifi sayesinde enerji tüketen birçok ürünün enerji tasarruf potansiyeli araştırılmakta ve enerji verimliliklerine ilişkin asgari gereksinimler belirlenmektedir. Bunun sonucunda, Haziran 2010’da fanlar için zorunlu sınır değerleri belirlenmiştir. Direktif, fanları nozul, kanatlar ve motorun yanında eğer varsa kumanda devresinden oluşan bir cihaz olarak tanımlamaktadır. Buradaki amaç, Avrupa pazarındaki fan şartnamelerine genel bir asgari verim sınırlaması getirmekti ve ilk etap 2013 yılında yürürlüğe girmiştir. Neden fanlara odaklanıldığı ise aşağıdaki grafikten açıkça ortaya çıkmaktadır. Grafikte, dünyada tüketilen elektrik enerjisinin elektrik motorlarına göre dağılımı görülmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere özellikle havalandırma cihazlarında kullanılan 0,75-
30kW aralığındaki fanlar enerjinin %68’ini tüketmektedirler.
327/2011 sayılı regülasyonun ikinci aşaması ise 2015’de yürürlüğe girmiş olup fanlarla ilgili asgari verim gereklilikleri zorlaştırılmıştır. Bunun sonucunda da birçok ürün piyasadan çekilmiş ve yerlerine yeni ve daha verimli modeller sürülmüştür.
1253/2014 ve 1254/2014 Sayılı Regülasyonlar
1 Ocak 2016’da ise ErP direktifinin son aşaması devreye girmiştir. Buna göre bir binada veya binanın bir kısmında, havayı dış hava ile değiştiren tüm havalandırma cihazları regülasyon kapsamında tanımlanmıştır. Kanal, çatı tipi veya hücreli fanlar, konut tipi klima santralleri ve modüler klima santralleri bu regülasyon kapsamına dahildir. Direktif kapsamında bu cihazlar mekanik uygulamacı kapsamında da olabilmek kaydıyla kesinlikle minimum 3 hızlı bir kumanda devresine de sahip olmalıdır. Daha önce devreye girmiş olan 327/2011 sayılı regülasyon ise sadece komponent üreticilerini etkiler durumda kalmıştır.
Hangi Ürünler Etkileniyor?
30W’ın üzerinde elektrik gücüne ihtiyaç duyan her tipten AC motorlu fan direktiften etkilenmektedir. EC motorlu fanlar ise hali hazırda günümüz gerekliliklerinin tamamını karşılamaktadırlar.
Motorlar için de ayrı bir regülasyon var. “Motor Direktifi”nin farkı nedir?
640/2011/AT sayılı ErP uygulama regülasyonu daha önceden 2011 girmiştir. Bu regülasyon elektrik motorlarının IEC standartlarına göre minimum verimliliklerini belirlemektedir. Regülasyon sadece motorlar ile ilgili olup 2011 yılından itibaren ülkemizde de geçerlidir. Buna göre 2015 yılı itibariyle 7,5-375kW arası motorlar direkt sürülecek ise minimum IE3 verim sınıfı aranmakta, hız kontrolü olması durumunda ise IE2 verim sınıfında motor kullanımına izin verilmektedir.
Konut dışı ve konut tipi havalandırma cihazları için 1253/2014 sayılı AB Ecodesign Direktifi
1 Ocak 2016 itibariyle yürürlüğe giren direktif havalandırma ünitelerini konut tipi ve konut dışı (residential, non-residential) olmak üzere ikiye ayırmıştır. 250m3/h debinin altındaki tüm cihazlar bu sınıflandırmada konut tipi olarak geçmekte olup, aynı beyaz eşyalarda olduğu gibi üzerlerinde enerji etiketi bulunması
zorunludur. Bu enerji etiketinde cihazın nominal debisi ve ses güç seviyesi de belirtilmek zorundadır.
250-1000m3/h debi aralığındaki cihazların sınıflandırması ise üreticiye bırakılmıştır. Eğer üretici üretti ği ürünü “Konut Tipi Havalandırma Cihazı” olarak piyasaya sürerse enerji etiketi vurmak zorundadır. Aksi halde böyle bir gereklilik yoktur.
1000m3/h üzeri cihazlar ise kesinlikle konut dışı havalandırma cihazı olarak tanımlanmış olup, kendi içlerinde tek yünlü(Unidirectional) ve çift yönlü(bidirectional) olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Literatürde be sınıflandırma UVU ve BVU olarak geçmektedir.
Ecodesign Direktifi klima santrallerinde neyi değiştiriyor?
İklimlendirme sektöründe klima santrali şartnameleri fan kanat tipi, motor verimi, fan verimi, ısı geri kazanım tipi, ısı geri kazanım verimi, kesit hızı, by-pass damperleri gibi santral total verimine etki edebilecek birçok parametreyi barındırmaktadır. Aslında tüm bunlar elektrik enerjisi ve ısıtma-soğutma enerjisi ihtiyacında tasarruf sağlamaya yöneliktir. Ecodesign direktifi, tüm bu parametrelerin etkisi içeren bir hesap tekniği getirmiş ve minimum gereksinimleri karşılamayan klima santrallerinin pazara sunulmasını engellemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, Eurovent 6/12’ye göre yapılan enerji sınıflandırmasından farklı olarak Ecodesign direktifinin cihaz dışı basınç kayıplarını dikkate almayıp, cihazları referans dizaynlar üzerinden karşılaştırmasıdır.
Tek yönlü cihaz referans dizayn | Çift yönlü cihaz için referans dizayn |
Direktifte referans dizayna göre limit SFPint(iç spesifik fan gücü) değerleri belirlenmiş olup, referans dizaynın dışında yaptığınız her değişiklik için belirli formülleri kullanarak bu limit değeri değiştirilir. Örneğin direktifte belirtilenden daha verimli bir ısı geri kazanım sistemi seçtiğinizde hedef SFPint yukarı çekilirken, referans dizayndan daha düşük sınıfta filtre kullandığınızda hedef aşağı çekilerek zorlaştırılır.
Tek Yönlü Havalandırma Cihazı, UVU | 2016 | 2018 |
Minimum fan verimi ɳvu ; P≤30kW | 6,2%*ln(P)+35% | 6,2%*ln(P)+42% |
Minimum fan verimi ɳvu ; P>30kW | 56,1% | 63,1% |
SFPint_limit ; 1 filtre dahil | 250 | 230 |
Çift Yönlü Havalandırma Cihazı, BVU | 2016 | 2018 |
Çok hızlı veye kademesiz fan kontrolü | Zorunlu | Zorunlu |
Isı Geri Kazanımı | Zorunlu | Zorunlu |
Isı geri kazanımda termal by-pass | Zorunlu | Zorunlu |
Minimum IGK verimi (ɳt_min). | 67% | 73% |
IGK verim bonusu (ɳt_nrvu > ɳt_min) | E=(ɳt_nrvu – 0,67)*3000 | E=(ɳt_nrvu – 0,73)*3000 |
SFPint_limit (qnorm < 2 m³/s) | 1200+E–300*qnorm/2–F | 1100+E–300*qnorm/2–F |
SFPint_limit (qnorm > 2 m³/s) | 900+E-F | 800+E-F |
Ecodesign Direktifi’nin klima santrallerine getirdiği birkaç temel değişiklik ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Taze hava oranı %10 üzerinde olan tüm santraller bir “havalandırma cihazı”dır ve ısı geri kazanım sistemine sahip olmak zorundadır.
- 2016 itibariyle run-around ısı geri kazanım sistemleri minimum %63, plakalı veya döner tamburlu ısı geri kazanım sistemleri minimum %67 verime sahip olmalıdırlar. 2018 yılında ise bu değerler %67 ve %73 olarak yükseltilecektir.
- Isı geri kazanım sistemleri kesinlikle termal by-pass’a sahip olmalıdır. Bu, plakalı sistemler için üfleme tarafında by-pass damperi, döner tamburlu sistemde ise rotoru durdurabilme anlamına gelmektedir.
- 2018 yılı itibariyle tüm filtrelerde analog manometre bulunmalıdır.
- Kullanılan fanlar minimum 3 hızlı veya değişken devirli olmalıdır.
Üretici, klima santralinin veya fanın teknik çıktısı üzerinde Ecodesign hesabını kesinlikle göstermeli ve limit SFPint değerine karşılık cihazın uyumluluğunu belgelendirmelidir.
Kapsam dışı uygulamalar:
- Hava akımı başına çekilen gücün 30W’ın altında olduğu cihazlar
- Sadece gövdeden oluşan aksiyel veye santrifüj fanlar
- Ex-Proof uygulamalar
- Günlük havalandırma için kullanılmayan tek kademeli duman egzoz fanları
- Sürekli 100°C üzerinde havanın taşındığı fanlar
- 65°C üzerinde ortam sıcaklıkları için olan fanlar
- -40°C altı ortam sıcaklıklarında çalışacak fanlar
- 1000V AC veya 1500V DC üzerindeki besleme gerilimi
- Zararlı, korozif gazların tahliyesi için kullanılan fanlar
- Dahili ısı pompası bulunan klima santralleri
- Endüstriyel mutfak egzoz uygulamaları
Direktifin Türkiye’ye etkisi nedir?
Direktif AB üyesi olmadığımız için Türkiye’yi direkt olarak etkilememektedir, yani iç piyasada satılacak olan havalandırma cihazlarında Ecodesign uyumluluğu şartı aranmaz. Ancak Türkiye için en büyük kafa karışıklığı cihaz üzerine CE etiketi basımı ile ilgili konudur. 2016 yılı itibariyle fanlar, ısı geri kazanım cihazları ve klima santrallerine CE etiketi basabilmek için aşağıdaki alt direktiflere uyumluluk gerekmektedir:
- Makine Direktifi 2006/42/EC
- Alçak Gerilim Direktifi 2006/95/EC
- EMC Direktifi 2004/108/EC
- Ecodesign Direktifi 2009/125/EC – EU 1253/2014
Bu şartlar altında, Ecodesign’a uygun olmayan cihazlara CE etiketi basılması Türkiye için de mümkün değildir.
Sonuç:
Yapılan istatiksel çalışmalar Ecodesign direktifine uygun klima santrallerinin direktif öncesinde satılan santrallerle kıyaslandığında yaklaşık %20 daha büyük hacimde olduğunu göstermektedir. Bu, daha büyük mekanik alanlar ve daha yüksek yatırım maliyetleri anlamına gelmektedir. Yatırım sahiplerine Ecodesign’ın faydalarını ve düşük enerji tüketimini anlatarak buna uygun projeler üretmekte büyük bir sorumluluk da vizyon sahibi mekanik proje müelliflerine düşmektedir.
Öte yandan, en büyük ticaret ortağımız olan AB’ye ihracat yapmakta olan üreticilerimiz için de Ecodesign hayati önem taşımaktadır. Üreticiler kısa sürede gerekliliklere hakim olmalı ve seçim programı, teknik ve kalite dökümanlarını uyumlu hale getirmelidirler. Tüm bu çabalar neticesinde, ilerleyen birkaç yıl içerisinde Türkiye’de de havalandırma cihazları için Ecodesign Direktifi’nin olmazsa olmaz bir gereklilik olarak karşımıza çıkacağından hiç şüphe yoktur.
Genel
Eaton Walringplus Yumuşak Contalı Kesme Halkası sistemi ile Walterscheid boru rakoru portföyünü genişletiyor
Morges, İsviçre … Güç yönetim şirketi Eaton bugün Walterscheid portföyünü dayanıklı ve ince çeperli borular için optimize edilmiş Walringplus Yumuşak Contalı Kesme Halkası sistemi ile genişlettiklerini duyurdu.
Walringplus tarım, inşaat, ticari taşıt, ayrık imalat, raylı ulaşım ve diğer sektörlerde ihtiyaç duyulan zorlayıcı hidrolik boru rakoru gerekliliklerini karşılaması için tasarlanmıştır. İki olası sızıntı yolu için ilave yumuşak conta bulunduran iki kenarlı kesme halkası bulunan bu boru rakoru sistemi hem kolay, güvenli ve tekrarlanabilir montaj hem de güvenilir ve sızdırmayan operasyon sağlar. İnce çeperli borularda kullanmaya uygundur ve bu sayede mobil makinelerde ağırlığın ve yakıt tüketiminin etkili biçimde azaltılmasını ve sabit makinelerde hareketli parçaları destekler.
Boru rakoru performansında doğru montaj çok önemlidir; bu yüzden WALRINGplus aşırı veya yetersiz sıkmayı önlemek için tasarlanmıştır. Açıkça hissedilen block-stop fonksiyonu, operatör kurulumun sonuna geldiğinde somut bir tork artışı sağlar ve bu şekilde tork veya mesafe ölçümü gerekmez. Bunlara ek olarak, kesme halkasını boruya geçirmek için çok daha az bir kuvvet gerekir ve bu da hem kurulumu daha kolay, hızlı ve güvenli hale getirir hem de yumuşak contanın hasar görme riskini azaltır. Ayrıca sızdırmazlık elemanı kanalının konumu, performans üzerinde hiçbir etkisi olmadan tekrar tekrar kurulumu mümkün kılar.
Walring plus masraflı hasarlara ve duruşlara neden olabilecek sızdırma riskini ortadan kaldırmak için bunların kök nedenlerine iner.
Borular veya cıvatalar biraz çizilse, akışkan sıcaklığı değişse veya tutma kuvveti azalsa da yumuşak conta, sızıntıları önler. Düşük kurulum torku nedeniyle oluşan sorunlar, kesme halkası borudan çıkarılmadan önce de tespit edilebilir ve bu sayede uygulama sırasında yıkıcı arıza oluşması riskini azaltır.
Eaton Hidrolik EMEA bölgesi Konnektörler ürün yöneticisi olan Christian Kuenstel “Yüksek performanslı Walterscheid ailemize yaptığımız bu muhteşem ilaveyi sonunda piyasaya sürdüğümüz için çok heyecanlıyız,” diyor. “Piyasada başka yumuşak contalı kesme halkaları olsa da iki ilave contalı ve iki kenarlı yenilikçi tasarımımız ve contanın ayrı bir sızdırmazlık elemanı kurulumu gerektirmeden kesme halkasına entegre edilmesi sızıntıyı önlemede daha iyi bir performans sunuyor.”
Walringplus sisteminin diğer avantajları arasında şunlar bulunuyor:
- İnce çeperli borular için tam optimizasyonlu.
- Gelecekte paslanmaz çelik materyallerde kullanılmak üzere tasarlandı.
- Küçük boru boyları için kurulum sonunda net bir tork artışı sunar.
- Sızıntı nedeniyle uygulama sırasında arıza riskini ve maliyetli duruşları azaltmaya yardımcı olacak şekilde basitleştirilmiş kurulum.
Eaton’ın özel üretim Walterscheid M-R7 makinesi sızıntı riski kadar Walring plus kurulumu için gerekli zamanı ve eforu da azaltır. M-R7 makinesi kesme halkası kurulumu ve boru şekillendirme süreçlerini otomatikleştirerek optimum sistem performansı sağlamaya
, aynı zamanda gerekli tork ve dönüşü azaltmaya yardımcı olur.
Kuenstel “Söz konusu kurulum davranışı ve performans olduğunda Walring plus ikisini de karşılıyor,” diye ekliyor. “Günümüzde müşteriler daha hafif ve kompakt ekipman tercih ediyor, bu yüzden daha fazla mekanik mukavemeti olan ince çeperli borular hidrolik uygulamalarda giderek popülerlik kazanıyor. Optimize edilmiş kesme kenarı geometrisi, block-stop kurulum fonksiyonu ve yumuşak contası sayesinde Walring plus bu aranan özellikleri sunabilir. Bu da genellikle kullanıldığı şekilde maliyeti artırıp akış oranlarını azaltan ilave bileziğe ihtiyaç duyulmadan ince çeperli boruların güvenli kurulumunu sağlar.”
Genel
16 Mart gününden itibaren evden çalışma sistemine geçtik
Moneta Yayın Grubu olarak, halk sağlığını tehdit eden küresel salgın sebebiyle çalışmalarımızı bir süre evden sürdürme kararı aldık. Ekip olarak sosyal mesafe kuralını uygulamak için büyük titizlikle hareket ediyoruz. İş süreçlerimizi bulut tabanlı ortamlar üzerinden sürdürüyor oluşumuz nedeniyle bu yeni çalışma tarzına uyum sağlamakta herhangi bir zorluk yaşamadık. Bu süre boyunca telefon ve e-posta gibi iletişim adreslerimiz sürekli olarak aktif olacak ve bizimle dilediğiniz an irtibat kurabileceksiniz. Bu süreçte ekip olarak toplantı vs. etkinliklerde de yer almama kararı almış bulunuyoruz.
Salgın riski ortadan kalkana ve yetkili makamlar bu yönde bir açıklama yapana kadar çalışma düzenimizin bu şekilde olacağını tüm dostlarımıza ve iş ortaklarımıza duyuruyoruz.
Sağlıklı günlerde görüşmek üzere
, esen kalın…
Endüstri 4.0
NORD DRIVESYSTEMS
NORD DRIVESYSTEMS develops and produces optimally matched drive systems consisting of gear units, motors and drive electronics. Drive electronics have been a part of our product range since 1984. We develop and produce NORD frequency inverters, motor starters and field distributors in our own factories. Many years of experience and passion have made NORD what it is today: a leading international complete supplier to industry and the best long-term drive electronics partner for our customers. NORD drive electronics provides high performance and reliability for all of our customers throughout the world.
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
Büyük rulmanları değiştirmek için yetenek ve hassasiyet gerekir
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
NSK, yenileme pazarı toptancıları için güçlü bir ortak olacak
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
NSK minyatür lineer kılavuzlar, toplama ve yerleştirme makinelerine daha yüksek seviyede dinamik sunuyor
-
Etkinlikler7 yıl önce
Ekmek fırınındaki başarıya
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
Sahte rulmanların olumsuz etkileri
-
Dijital Üretim7 yıl önce
Anybus® Wireless Bridge™ II endüstriyel kablosuz çözümler için yeni olanaklara kapı açıyor
-
Endüstri 4.07 yıl önce
Dahili malzeme akışında otomatik sürüş sistemleri
-
Dijital Üretim7 yıl önce
Endüstri 4.0 yolunda belirsizlikler