Enerji
Hidrolik Valfler SmartWire-DT’ye bağlanıyor
Enerji yönetim şirketi Eaton, makine üreticilerine ve sistem kurucularına hidrolik valfleri akıllı kablolara ve SmartWire-DT iletişim sistemlerine bağlama imkânı sunuyor.
Dikkate değer ölçüde daha basit planlama, proje yönetimi, kablolama, devreye alma ve sistem bakımını içeren SmartWire DT felsefesiyle ilişkili avantajlar artık elektro hidrolik uygulamalara da sistematik olarak yansıtılıyor. Azımsanamayacak sayıda cihaz SmartWire DT’ye bağlanabiliyor. Bu cihazlar kontrol panelinin içindeki kumanda cihazlarını, kontaktörleri ve motor koruma şalterlerini, sigorta izleme modüllerini, yumuşak yolvericileri, hız ayarlı yolvericileri, frekans eviricilerini, sigortalı şalter ayırıcılarını ve devre kesicileri içeriyor. Kontrol panelinin dışında T- konektörleri veya siyah modüller sensörlerin veya aktuatörlerin kurulumunu basitleştirmek için kullanılıyor.
Bu ürün grubu, hali hazırda DIN-A valf konektörlü hidrolik valflerin doğrudan kontrol edilmesine imkân veren yeni ara yüz modüllerini de içerecek şekilde genişletiliyor. SmartWire DT iletişim sistemlerine bağlantı M12 konektörlü 5 kutuplu kablolarla yapılıyor. İki modülle tek solenoitli veya iki solenoitli valfleri kontrol edebilmek mümkün. 24 volt ve 1.6 ampere kadar olan solenoitler bu şekilde kontrol edilebiliyor. Bundan öncesinde ise, PLC’nin pahalı dijital çıkış modülleriyle donatılması veya entegre amfilere sahip valf konektörlerinin kullanılması gerekiyordu. SmartWire DT bunlara olan ihtiyacı artık ortadan kaldırdı. Dahası, eğer basınç şalterleri veya ikmal sensörleri gibi ek sensörleri bağlamak için IP67 kullanılıyorsa, I/O modüllerine artık ihtiyaç kalmayacak, bu da hem kontrol panelinin boyutunu hem de gerekli olan kontrol kablosunun miktarını önemli ölçüde azaltacak. Yeni modüllerin çıkışları ayrı bir ASI güç kablosu yoluyla besleniyor. Yeni modüller aşırı yüke veya kısa devreye karşı korumalı. Aşırı yük veya kısa devre durumundaki tanılayıcı mesajlara ek olarak, ağ, güç kaynağının durumunu da izliyor. Modüller 25°C ve 70°C arasındaki sıcaklıklarda kullanılabiliyor. Eaton, kurulu SWD-Assist yazılımıyla SmartWire DT ağlarının planlanmasını veya devreye alınmasını destekliyor. Konfigürasyon aracı yoluyla, kullanıcılar birkaç basit tıklamayla gerekli tüm sistem bileşenlerini seçebiliyor. Bu yazılım aynı zamanda bunun sonucundaki konfigürasyonun uygunluğunu da kontrol edebilmeyi kolaylaştırıyor. Bu işleme dahil olan tüm SmartWire DT modülleri ağ geçitlerinin tanılayıcı ara yüzleri yoluyla etkinleştirilebildiği için, kurulu ağ PLC’ye bağlanmadan önce dahi kolayca devreye alınabiliyor.
Enerji
OEDAŞ, Elektrikli araçtan şebekeye enerji transferi için çalışıyor
Çevreye karşı sorumlu bir elektrik dağıtım şirketi olma misyonuyla Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları yürüten OEDAŞ, AB destekli FlexiGrid projesinde sona doğru yaklaşıyor. ‘Elektrikli araçtan şebekeye enerji transferi’ yoluyla şebeke esnekliğinin sağlanması üzerinde çalışılan projede farklı vaka çalışmalarını baz alan dört ülkedeki demo sahalarından birinin de Türkiye olduğunu söyleyen OEDAŞ Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, “OEDAŞ olarak bu projeyi ülkemiz adına yürütüyoruz. Bu kapsamda Eskişehir’in Tepebaşı ilçesindeki Yaşam Köyü’nde sistemlerin kurulumunu gerçekleştirdik. Bu yeni teknoloji ile dünyada ve Türkiye’de kullanımı giderek artan elektrikli araçların şebekede meydana getirebilecekleri sıkışıklıklar önlenebilecek. Regülasyon desteği ile elektrikli araç sahipleri tarafından da şebekeye bir enerji transferi sağlanabilecek ve bu sayede araç sahipleri de üretici konumuna geçebilecek” dedi.
İklim krizinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği günümüzde, dünyanın öncelikli gündemlerinden biri de yeşil dönüşüm. Özellikli Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris Anlaşması ile birlikte yeşil dönüşüm alanındaki farkındalık giderek artıyor. İşletmeler başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarını ve atıkları enerjiye çevirmeye yönelik projeleri hayata geçirirken, konutlarda da özellikle güneş panellerinden yararlanılıyor. Dağıtık üretim olarak da adlandırılan yani santral yerine yenilenebilir enerji kaynakları veya elektrik üreten çeşitli teknolojilerin kullanılmasıyla enerji üretimi sağlayan bu sistemlerin verimli bir şekilde çalışması, elektrikli araçların ve batarya depolama sistemlerinin esneklik amacıyla kullanılması, elektrikli araçtan şebekeye(V2G) enerji transferi teknolojisinin denenmesi ve OEDAŞ için altyapısının oluşturulması, geleceğin dağıtım şirketlerinin karşılaşacağı problemlere yönelik altyapı oluşturulması için Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), pek çok Ar-Ge projesinin yanı sıra FlexiGrid adında bir Ar-Ge projesi yürütüyor. Avrupa Birliği tarafından desteklenen proje kapsamında elektrikli araçtan şebekeye enerji transferi gibi geleceğin teknolojileri de deneniyor.
Ural Halaçoğlu: “Proje kapsamında demo çalışma gerçekleştirilen 4 ülkeden biriyiz”
OEDAŞ Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, Kasım 2019’da başlayan ve Nisan 2023’te tamamlanması planlanan proje hakkında bilgi verdi. Avrupa Birliği Horizon 2020 Programı kapsamında, geleceğin dağıtım şebekesine esneklik kazandırma hedefiyle oluşturulan projede Bulgaristan, İsveç, İsviçre ve Türkiye olmak üzere dört pilot ülke seçildiğini söyleyen Halaçoğlu, “Proje kapsamında odaklanılması hedeflenen bazı demo çalışmalarını ülkemizde OEDAŞ olarak biz yürütüyoruz” dedi.
Halaçoğlu, yapılan çalışmaları şu sözlerle anlattı; “Eskişehir’deki Tepebaşı Yaşam Köyü’ne araçtan şebekeye enerji transferi sağlayan V2G (Vehicle to Grid/Araçtan Şebekeye) uyumlu şarj istasyonu, DC hızlı şarj istasyonu ve batarya depolama sistemini içeren sistemin saha kurulumlarını tamamladık. Şu anda biri V2G uyumlu araç, biri de yüksek hızlı şarj istasyonunda akıllı şarj yönetimini test etmek için elektrikli araç olmak üzere toplam iki aracımız bulunuyor. Amacımız çift yönlü (V2G), tek yönlü (V1G) elektrikli araç ve şarj istasyonlarının bulunduğu sistemimizi batarya depolama sistemini de kullanarak optimum bir şekilde akıllı şarj algoritmalarıyla yönetmek ve üzerinde düşündüğümüz senaryoları gerçek bir ortamda, gerçek sistem ve platformlarla test etmek. Sistem entegrasyonu için çalışmalarımızı neredeyse tamamladık. Bu süreçte dijital akıllı şebeke teknolojileri, araçtan şebekeye enerji transferi teknolojileri, IoT (Nesnelerin İnterneti) ve Blockchain (Blok Zinciri) teknolojilerini kullanıyoruz.”
“Kullandığımız araçlar enerji transfer edebilecek”
Önümüzdeki yıllarda elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte V2G teknolojisine sahip araçların da yaygınlaşmasının beklendiğini ifade eden Halaçoğlu, “Böylece bu araçların şebeke için ‘sanal güç santrali’ gibi kullanılması ve depolanan elektriğin şebekeye aktarılması mümkün olabilecek. Bizim üzerinde çalıştığımız sistemde araçlardan biri standart tek yönlü şarja olanak sağlayan bir araç iken diğeri buna ek olarak şebekeye deşarj özelliğini de taşıyor. Bu ikinci araç, bataryasında depoladığı enerjiyi iş modeli doğrultusunda ihtiyaç halinde şebekeye aktarabilecek. Bu yeni teknoloji ile dünyada ve Türkiye’de kullanımı giderek artan elektrikli araçların şebekede meydana getirebilecekleri sıkışıklıklar önlenebilecek. Regülasyon desteği ile elektrikli araç sahipleri tarafından da şebekeye bir enerji transferi sağlanabilecek ve bu sayede araç sahipleri de üretici konumuna geçebilecek” diye konuştu.
Halaçoğlu, geleceğin akıllı sistemleri üzerine çalıştıklarını, bu çalışmaların geleceğin regülasyonlarının oluşturulmasına da ışık tutacağını ifade etti. Halaçoğlu, yürütülen projenin EPDK tarafından desteklendiğini de sözlerine ekledi.
“Geleceğin sistemlerinin altyapısını oluşturuyoruz”
Projenin nihai hedeflerini de anlatan Halaçoğlu, “Elektrikli araç kullanımı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artış gösteriyor. Dolayısıyla araçlardan şebekeye enerji transferinin, geleceğin önemli teknolojilerinden biri olacağını öngörüyoruz. Bununla birlikte bu proje hem standart tek yönlü şarj ile uyumlu araçların şebeke durumuyla koordineli bir biçimde akıllı bir şekilde şarj edilmesini hem de dağıtık üretim entegrasyonunun artmasıyla meydana gelebilecek sorunlara karşı hazırlıklı olunmasını ve bunlara yönelik altyapıların şimdiden oluşturulmasını sağlıyor” açıklamasında bulundu.
“22 proje üzerinde çalışıyoruz”
OEDAŞ Ar-Ge departmanı hakkında da bilgi veren Halaçoğlu şunları söyledi; “OEDAŞ Ar-Ge departmanı olarak inovasyon çerçevesinden yeni ürünler, sistemler ve tasarımlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda 4’ü AB destekli olmak üzere toplam 22 proje yürütüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları, elektrikli araçlar ve şarj istasyonları, mikro şebeke ve depolama sistemleri, IoT, bilgi ve haberleşme teknolojileri, yapay zekâ, büyük veri ve siber güvenlik üzerine çalışıyoruz. Bunları yaparken de dağıtım şebekesine yönelik dünyadaki en iyi uygulama örneklerini araştırıyor, yerli kaynaklar ile Türkiye’ye özgü çözümler üretiyoruz.”
Enerji
YEO, enerji depolama sistemleri üretimi için fabrika kuracak
Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve mühendislik şirketlerinden YEO Teknoloji, enerji depolama çözümleri geliştirmek ve üretmek üzere Reap Batarya Teknolojileri isimli yeni bir şirket kuracağını açıkladı. Kurulacak üretim tesisinde yıllık 1 GWh’lık enerji depolama sistemi üretilmesi hedefleniyor.
Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve mühendislik şirketlerinden YEO Teknoloji, enerji depolama çözümleri geliştirmek ve üretmek üzere %100 iştiraki olarak Reap Batarya Teknolojileri Anonim Şirketi’ni kuracağını açıkladı. Temiz ve dijital enerji dönüşümünü desteklemek ve Net Sıfır İklim hedeflerine ulaşılmasını sağlamak için yıllık 1 GWh’lik enerji depolama sistemi üretecek bir tesis inşa edilecek.
Pazar her yıl yüzde 35 büyüyecek
2020 yılı sonunda 10GWh’e ulaşan enerji depolama sistemlerinin dünyadaki kurulu kapasitesinin 2030’da 194GWh’ye çıkması bekleniyor. Enerji ve madencilik sektörlerinde analiz ve danışmanlık hizmeti sunan küresel araştırma grubu Wood Mackenzie’nin raporuna göre her yıl %35 oranında büyümesi beklenen enerji depolama sistemi pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 225 milyar dolara çıkması bekleniyor. YEO’nun enerji üretimi, iletimi ve dağıtımındaki tecrübesi, Reap’in yüksek performanslı, verimli, inovatif, ekonomik ve gelişmiş enerji depolama çözümleri ile birleşerek elektrik şebekeleri, yenilenebilir enerji santralleri, endüstriyel, ticari tesisler ve hanelerin enerji dönüşümünü garanti altına alacak. Reap, enerji depolama sistemlerinde araştırma ve geliştirme, tasarım ve mühendislik, tedarik ve üretim, işletme ve bakım hizmetlerini tek noktadan sağlayacak. Gelişmiş elektronik ve mekanik tasarım teknikleri, tecrübeli batarya tasarım ekibi ile güvenilir enerji depolama sistemlerini müşteri ihtiyaca yönelik sunacak.
Avrupa ve Ortadoğu’ya açılacak
YEO Teknoloji, Reap’in çözümlerini 18 yıldan fazla uygulama tecrübesiyle yurtdışına da taşımayı hedefliyor. Enerji depolama çözümleri Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’ya da ulaştırılacak. YEO Teknoloji’de, enerji depolama çözümleri alanında büyüme hedefiyle Teknolojiden Sorumlu Başkanlık (CTO) görevine Dr. Alper Baykut getirilmişti. Elektrikli araçlar ve Enerji Depolama Sistemleri konusunda Türkiye’nin en önemli isimlerinden olan Dr. Alper Baykut ile birlikte YEO Teknoloji, Ar-Ge ve teknoloji faaliyetlerini hızlandıracak ve büyüme stratejilerini güçlendirecek.
Sanal gerçeklik gözlükleriyle tanıtılıyor
YEO Teknoloji, Antalya’da 21-22 Kasım’da düzenlenen sektörün en büyük buluşmalarından 12. Türkiye Enerji Zirvesi’nin de sponsorlarından biri oldu. YEO Teknoloji, 100 metrekarelik bir alanda enerji depolama sistemlerini sanal gerçeklik gözlükleriyle tanıtacak.
3 kıtada 30’un üzerinde ülkede gerçekleştirdiği 225’ten fazla projeyle dünyanın her noktasına enerji ve endüstriyel çözümler ulaştıran YEO, 18 yılı aşkın süredir Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve mühendislik şirketlerinden biri olarak 450’nin üzerinde çalışanıyla sektörünün liderlerinden biri.
Araştırma ve Teknoloji
Her ölçekte binaya enerji verimliliği
Siemens Akıllı Altyapılar’ın (SI) entegre bina yönetimi platformu Desigo CC’nin sahip olduğu teknoloji, bina operatörlerinin enerji verimliliğini artırmalarına imkân verirken, bina kullanıcılarının konfor ve güvenliğini de sağlıyor.
V4 versiyonuna yükseltilerek daha geniş çeşitlilikte binalarda kullanıma uygun hale getirilen Desigo CC, yangın güvenliği, enerji yönetimi, aydınlatma, HVAC ve fiziksel güvenlik de dahil disiplinler arası destekle donatıldı. Desigo CC’nin sahip olduğu teknoloji konuttan ticari binalara ve eğitim ile sağlık tesislerine kadar her yapıyla uyumlu olma özelliği taşıyor. Bu teknoloji, binaların içinde yaşayanlarla etkileşim kurabilme ve binadan topladığı verileri analiz ederek değişen ihtiyaçlara uyumlu yaşam ortamı sağlama becerisine sahip.
Desigo CC’nin ürün portföyünü genişleterek tasarlanan Desigo CC Compact ürünü ise küçük ve orta ölçekli binalarda kullanım için hassas ölçeklendirme ve esneklik sağlıyor. Desigo CC Compact, küçük ve orta ölçekli binalara odaklanan 3 yazılım sürümüyle, kullanıcılara seçim yapma olanağı sunuyor. Örneğin kullanıcıların HVAC’a odaklanarak projelerini verimli bir şekilde yürütmelerini sağlıyor. Bununla birlikte Desigo CC Compact’ın tehlike yönetimine yönelik ikinci yazılım sürümü, yangın ve güvenlik standartlarını desteklerken elektrikli uygulamalara yönelik Desigo CC Compact da Mühendislik Aracı Yazılımı (Engineering Tool Software-ETS) projelerinin otomatik kurulumu ve yerel KNX entegrasyonu ile elektrik tesisatçıları için verimli operasyonlar sağlıyor.
Verimli enerji sistemi için Powermanager modülü
Desigo CC bina yönetim platformunun en yeni versiyonu enerji sistemlerinde tüketimi, enerji kalitesini ve tutarlılığı yönetmek için Powermanager modülüyle sunuluyor. Yeni eklenen modül, alarm fonksiyonuyla kombinasyon halindeki gösterge panelleriyle, eyleme geçme ihtiyacını kolay bir şekilde belirlemeye ve tahmin etmeye yardımcı oluyor. Desigo CC V4, Powermanager modülüne ek olarak operatörlerin birden fazla binadaki alarmları ve olayları kontrol etmesini ve harekete geçmesini sağlayan yeni, sezgisel bir bulut uygulamasına da sahip.
İyileştirilmiş bağlanabilirlik ve kullanım
Desigo CC V4, halihazırda kullanılabilen BACnet, OPC, Modbus ve SNMP modüllerine ek olarak, IP ve M-bus TCP/IP üzerinden KNX için yeni bağlantı genişletme modülleri gibi alt sistemlerin hızlı entegrasyonuna imkân veriyor. Bir dizi kitaplık aracılığıyla, ortak bina otomasyon cihazlarını özel grafik şablonları ile bağlamak ve tanımlamak mümkün oluyor. Bu, aydınlatma ve sayaçların izlenmesi gibi çok çeşitli uygulamalar için somut faydalar sunuyor ve mühendisliğin kolaylaşmasına yardımcı oluyor. Bunun ötesinde Desigo CC, herhangi bir işletim sistemine ve web tarayıcısına sahip dizüstü bilgisayarlar ve tabletlerde bulunan Flex Client ile yeni bir HTML5 web tabanlı istemci sunuyor. Kullanıcılar artık olası çalışma ortamlarını artıran bir dokunmatik arayüze de sahip oluyor. Bu inovasyonların yanı sıra Desigo CC V4, Bina Bilgisi Modelleme (Building Information Modeling-BIM) modülüyle de donatılıyor. Bu, bir binanın gerçek zamanlı değerler, 3D modeller ve 3600’lik görüntülerle doğrudan görselleştirilmesini mümkün kılarak bir bina otomasyonunun her adımında kontrol sağlıyor. Kullanıcılar konum belirleme etiketlerinden ve ürün verisi sayfalarından istedikleri an verilere ulaşabiliyor.
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
Büyük rulmanları değiştirmek için yetenek ve hassasiyet gerekir
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
NSK, yenileme pazarı toptancıları için güçlü bir ortak olacak
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
NSK minyatür lineer kılavuzlar, toplama ve yerleştirme makinelerine daha yüksek seviyede dinamik sunuyor
-
Etkinlikler7 yıl önce
Ekmek fırınındaki başarıya
-
Endüstriyel Ekipmanlar7 yıl önce
Sahte rulmanların olumsuz etkileri
-
Dijital Üretim7 yıl önce
Anybus® Wireless Bridge™ II endüstriyel kablosuz çözümler için yeni olanaklara kapı açıyor
-
Endüstri 4.07 yıl önce
Dahili malzeme akışında otomatik sürüş sistemleri
-
Dijital Üretim7 yıl önce
Endüstri 4.0 yolunda belirsizlikler